6 şampiyon 20 yarış; hepimiz bu sezonun çok heyecanlı geçeceği konusunda hemfikirdik ve şu ana kadar da haksız çıkmadık sanırım.
Açıkçası Sepang’ın en büyük fanlarından biri değilim, benim hoşlandığım bir pist değil ama buna rağmen yarış müthişti, izlerken bir an bile sıkılmadım, yağmur yağdığı anlar dışında tabi.
Buna çoğu kişi karşı çıkabilir ama ‘hadi yağmur yağsın, yarışa heyecan gelsin’ diyenlerden değilim ve hiçbir zaman da olmadım. İyi pist yağmursuz da bize güzel bir yarış izletmeli. Bu yüzden Sepang da yağmur başlayınca yine saatlerce starta, yağmurun altında dizilmiş araçların etrafında harıl harıl dolanan mühendisleri izleyeceğiz ve yarış sonunda yarış bile olmadan yarım puanlarla yetineceğiz diye korkmadım değil.
Fakat korkularım boşa çıktı ve müthiş bir yarış izledik. Alonso’nun kazanmasına ne desem bilemiyorum. İster yağmur deyin ister Sauber izin verdi deyin ama daha sezon başında ve bu sezon podyuma bile çıkamayacak denen bir araçla bunu başarması gerçekten inanılmazdı.
Bize neden çifte dünya şampiyonu olduğunu hatırlatır gibiydi Alonso. Tabi pistte alkışlanması gereken bir başka kişi daha vardı: O da Perez’di...
Ferrari yavaştı ama bu yine de Perez’in performasnı küçümsemeyi gerektirmez piste ki 5 şampiyonu Sauber’i ile geride bırakarak podyumda 2.liğe, şampiyona da ise kendini 5.liğe çıkardı. Perez’in attığı her tur izlemeye değerdi, adeta yeni bir yıldızın doğuşunu izledik. Takımdan Perez’e söylenen ‘Dikkatlı ol,bu pozisyona ihtiyacımız var’ mesajıysa çok kötü niyetli algılandı. Herkes bir an da Ferrari kardeş takımları Sauber’e , 2. ‘Alonso Faster than you’ vakası gibi yorumlarda bulundu.
Sauber’in bu mesajını yanlış bulmadım sonuçta Perez ilk defa öyle bir pozisyondaydı ve önünde Alonso gibi bir pilot varken atak yapmak çok tehlikeli olabilirdi. Tabi ki Perez’in 1.’lik için atak yapmasını görmek isterdim ama bu sırada dikkatli ol gibi bir uyarıyıda çok kötü niyetli algılamamak lazım. Sonuçta Sauber belki de sezon boyu böyle bir pozisyona bir daha ulaşamayacak ve burada kazanılan 18 puan Sauber için çok değerli olacaktır. Perez tabi ki atak yapmak istemiştir - hangi pilot galibiyet kazanmak varken 2.likle yetinmek ister ki - ama takımın çağrısı da çok utopik bir çağrı değildi.
Alonso’nun da o kadar tur lider gittikten sonra Perez’den gelen bir atağa karşı aracına rağmen o kadar da savunmasız kalacağını ve liderliği kolay kolay kaptıracağını düşünmüyorum özellikle son turlarda. Takım da büyük ihtimalle bu şekilde düşündü ve riske girmek istemedi.
Alonso’nun bu zaferi hatırlanacak zaferlerden olsa da İspanyol pilotun yarıştan sonra belirttiği gibi Ferrari’nin daha çok çalışması lazım. Araç Avustralya da olduğu gibi yarışın son bölümünde yine inanılmaz derece yavaş kaldı. Beni bu hafta sonu asıl şaşırtan ise Button’ın performansıydı. Sıralamalardan sonra Hamilton’un polde olmasına rağmen yarışı kazanmasını hatta podyuma çıkmasını beklemiyordum. Biraz talihsiz bir yarış geçirdi ama eminim ki Çin’de izleyeceğimiz Button çok daha farklı olacaktır.
Gelelim Raikkonen ve dondurmasına. E20’nin kötü bir araç olmadığı net fakat bazı sorunları olduğu da açık ayrıca takımın da daha tam anlamda oturduğunu düşünmüyorum. Yine de Raikkonen’in F1’e dönüşünden beri yaptığı röportajları göz önüne alarak konuşursak 2007 şampiyonu ağırlığını sezon boyunca hissettirecek ve biraz da bazılarının canını sıkacak gibi.
Raikkonen'in varlığı ile birlikte Lotus taşlarını doğru oynarsa kesinlikle ortaya şampiyon bir takım çıkartabilirler. Finli pilotun Pazar günü basın mensuplarına dondurma dağıtması ise gerçekten çok hoş olmuş. Zaten 2009 Malezya GP’sinin yarışılmayacak duruma gelmesi üzerine gidip dondurma yiyip, kola içmesinden sonra Raikkonen fanları arasında bu bir ritüel olmuştu. Raikkonen’in de espiriyi bu şekilde devam ettirmesi hoş oldu ayrıca buz adamın o kadar da buz olmadığını gördük. F1’de O’nun gibi birine ihtiyacımız olduğunu yine gösterdi.
Tabi birde hafta sonunun gülüp geçilmesi gereken ama baya konuşulan olayı Vettel’in ‘hıyarı’ oldu. En Genç Çifte Dünya Şampiyonu, Karthikeyan’la yaşanan temas sonunda basına ‘Normal yollarda oldugu gibi, yarış pistlerinde de birkaç tane hıyar var! ‘ diyerek isyanını belirtti.
Aslında klasik Vettel konuşması ürünüydü, değişik bir espiri anlayışı olduğunu zaten biliyorduk. Bundan daha kötü ve daha ciddiye alınması gereken espirileri olmuştu. Mesala Autosport’un ödül törenin de nazi’lere gönderme yaptığı bıçak espirisi bundan çok daha yersizdi ama bunu kimse konuşmamıştı. Yine de yaşadığı talihsiz kazadan sonra biraz daha kibar ve sakin olabilirdi sonuçta F1 böyle bir spor.
Fakat yağmurlu bir yarışta radyo bağlantısı kopmuşken, yeni fizyoterapisti daha yarışlara alışmamışken sadece O’nun bağlantısıyla pitden gelen bilgileri görebiliyordu ve bu olanların üstüne yaşadığı talihsiz kaza sonucunda çok da kibar kalamadı.
Belki de bu sene Vettel için bir öğrenme ve - geriden başlasında neler yapabiliyor görelim - diyenlere kendini kanıtlama, gerçek bir şampiyon olduğunu gösterme senesi. Alman pilot bu sezonu iyi değerlendirirse, sezon sonunda olduğundan da güçlü biri olarak çıkacaktır karşımıza.
Benimse tek bir dileğim var, bu sezonun ilk 2 yarışta olduğu gibi zevkli yarışlarla devam etmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder