Sayfalar

27 Mart 2012 Salı

Sepang'da Sürpriz Podyum


6 şampiyon 20 yarış; hepimiz bu sezonun çok heyecanlı geçeceği konusunda hemfikirdik ve şu ana kadar da haksız çıkmadık sanırım.
Açıkçası Sepang’ın en büyük fanlarından biri değilim, benim hoşlandığım bir pist değil ama buna rağmen yarış müthişti, izlerken bir an bile sıkılmadım, yağmur yağdığı anlar dışında tabi.
Buna çoğu kişi karşı çıkabilir ama ‘hadi yağmur yağsın, yarışa heyecan gelsin’ diyenlerden değilim ve hiçbir zaman da olmadım. İyi pist yağmursuz da bize güzel bir yarış izletmeli. Bu yüzden  Sepang da yağmur başlayınca yine  saatlerce starta, yağmurun altında dizilmiş araçların etrafında harıl harıl dolanan mühendisleri izleyeceğiz ve yarış sonunda yarış bile olmadan yarım puanlarla yetineceğiz diye korkmadım değil.
Fakat korkularım boşa çıktı ve müthiş bir yarış izledik. Alonso’nun kazanmasına ne desem bilemiyorum. İster yağmur deyin ister Sauber izin verdi deyin ama daha sezon başında ve bu sezon podyuma bile çıkamayacak denen bir araçla bunu başarması gerçekten inanılmazdı.
Bize neden çifte dünya şampiyonu olduğunu hatırlatır gibiydi Alonso. Tabi pistte alkışlanması gereken bir başka kişi daha vardı: O da Perez’di...
Ferrari yavaştı ama bu yine de Perez’in performasnı küçümsemeyi gerektirmez piste ki 5 şampiyonu Sauber’i ile geride bırakarak podyumda 2.liğe, şampiyona da ise kendini 5.liğe çıkardı. Perez’in attığı her tur izlemeye değerdi, adeta yeni bir yıldızın doğuşunu izledik. Takımdan Perez’e söylenen ‘Dikkatlı ol,bu pozisyona ihtiyacımız var’ mesajıysa çok kötü niyetli algılandı. Herkes bir an da Ferrari kardeş takımları Sauber’e , 2. ‘Alonso Faster than you’ vakası gibi yorumlarda bulundu.
Sauber’in bu mesajını yanlış bulmadım sonuçta Perez ilk defa öyle bir pozisyondaydı ve önünde Alonso gibi bir pilot varken atak yapmak çok tehlikeli olabilirdi. Tabi ki Perez’in 1.’lik için atak yapmasını görmek isterdim ama bu sırada dikkatli ol gibi bir uyarıyıda çok kötü niyetli algılamamak lazım. Sonuçta Sauber belki de sezon boyu böyle bir pozisyona bir daha ulaşamayacak ve burada kazanılan 18 puan Sauber için çok değerli olacaktır. Perez tabi ki atak yapmak istemiştir - hangi pilot galibiyet kazanmak varken 2.likle yetinmek ister ki - ama takımın çağrısı da çok utopik bir çağrı değildi.
Alonso’nun da o kadar tur lider gittikten sonra Perez’den gelen bir atağa karşı aracına rağmen o kadar da savunmasız kalacağını ve liderliği kolay kolay kaptıracağını düşünmüyorum özellikle son turlarda. Takım da büyük ihtimalle bu şekilde düşündü ve riske girmek istemedi.
Alonso’nun bu zaferi hatırlanacak zaferlerden olsa da İspanyol pilotun yarıştan sonra belirttiği gibi Ferrari’nin daha çok çalışması lazım. Araç Avustralya da olduğu gibi yarışın son bölümünde yine inanılmaz derece yavaş kaldı. Beni bu hafta sonu asıl şaşırtan ise Button’ın performansıydı. Sıralamalardan sonra Hamilton’un polde olmasına rağmen yarışı kazanmasını hatta podyuma çıkmasını beklemiyordum. Biraz talihsiz bir yarış geçirdi ama eminim ki Çin’de izleyeceğimiz Button çok daha farklı olacaktır.
Gelelim Raikkonen ve dondurmasına. E20’nin kötü bir araç olmadığı net fakat  bazı sorunları olduğu da açık ayrıca takımın da daha tam anlamda oturduğunu düşünmüyorum. Yine de Raikkonen’in F1’e dönüşünden beri yaptığı röportajları göz önüne alarak konuşursak 2007 şampiyonu ağırlığını sezon boyunca hissettirecek ve biraz da bazılarının canını sıkacak gibi.
Raikkonen'in varlığı ile birlikte Lotus taşlarını doğru oynarsa kesinlikle ortaya şampiyon bir takım çıkartabilirler. Finli pilotun Pazar günü basın mensuplarına dondurma dağıtması ise gerçekten çok hoş olmuş. Zaten 2009 Malezya GP’sinin yarışılmayacak duruma gelmesi üzerine gidip dondurma yiyip, kola içmesinden sonra Raikkonen fanları arasında bu bir ritüel olmuştu. Raikkonen’in de espiriyi bu şekilde devam ettirmesi hoş oldu ayrıca buz adamın o kadar da buz olmadığını gördük. F1’de O’nun gibi birine ihtiyacımız olduğunu yine gösterdi.
Tabi birde hafta sonunun gülüp geçilmesi gereken ama baya konuşulan olayı Vettel’in ‘hıyarı’ oldu. En Genç Çifte Dünya Şampiyonu, Karthikeyan’la yaşanan temas sonunda basına ‘Normal yollarda oldugu gibi, yarış pistlerinde de birkaç tane hıyar var! ‘ diyerek  isyanını belirtti.
Aslında klasik Vettel konuşması ürünüydü, değişik bir espiri anlayışı olduğunu zaten biliyorduk. Bundan daha kötü ve daha ciddiye alınması gereken espirileri olmuştu. Mesala Autosport’un ödül törenin de nazi’lere gönderme yaptığı bıçak espirisi bundan çok daha yersizdi ama bunu kimse konuşmamıştı. Yine de yaşadığı talihsiz kazadan sonra biraz daha kibar ve sakin olabilirdi sonuçta F1 böyle bir spor.
Fakat yağmurlu bir yarışta radyo bağlantısı kopmuşken, yeni fizyoterapisti daha yarışlara alışmamışken sadece O’nun bağlantısıyla pitden gelen bilgileri görebiliyordu ve bu olanların üstüne yaşadığı talihsiz kaza sonucunda çok da kibar kalamadı.
Belki de bu sene Vettel için bir öğrenme ve - geriden başlasında neler yapabiliyor görelim - diyenlere kendini kanıtlama, gerçek bir şampiyon olduğunu gösterme senesi. Alman pilot bu sezonu iyi değerlendirirse, sezon sonunda olduğundan da  güçlü biri olarak çıkacaktır karşımıza.
Benimse tek bir dileğim var, bu sezonun ilk 2 yarışta olduğu gibi zevkli yarışlarla devam etmesi.

20 Mart 2012 Salı

Sezon Açılışı Dediğin Boyle Olur

Albert Park öyle bir yer ki sizi izlerken alıp götürüyor, isterse yarış sıkıcı olsun size kendini izlettiren bir pist. Fakat Albert Park bu harika bölgede olmakla kalmıyor üstüne üstlük bir de biz F1 severlere harika bir yarış sunuyor her sene.
Sanırım uzun süredir beklediğimden antremanlar bile bana zevk verdi. Pistteki seyirci sayısı hakkında yorum bile yapmıyorum, atmosfer müthişti gördüğüm kadarı ile nerdeyse her tribünün arkasında küçük bir satış alanı vardı.
Avustralya GP’nin tanıtım videosunda da söylediği gibi ‘Onlar kurallara uymuyor, kendi kurallarını yazıyorlar.’ Kesinlikle Melbourne sezona başlamak için en uygun pist.
Gelelim yarışa... Yarış boyunca bir an bile durup sıkıldım demeye fırsat kalmadı. Sezon öncesi beklentileririn bazıları gerçekleşti bazıları gerçekleşmedi ama tek bir şey kesin o da bu sezonun unutulmaz bir sezon olacağı.
Red Bull Racing beklentilerin aksine sezona en önde başlayamadı. Her ne kadar çok geride oldukları söylenemez ama geçen sezon sıralamarda son turlarda ceplerinden çıkardıkları saliseleri 2012'nin ilk pole pozisyonuna taşıyamadılar. Gerçi araç eğer bu şekilde devam ederse Vettel için kendini kanıtlama şansı olacak. Geriden başladığında da neler yapabileceğini gösterbilecek çifte dünya şampiyonu.
Webber ise açıkçası kaldığı yerden devam ediyor gibiydi. Yarışın belli bölümlerinde insana ‘vooov’ dedirtirken bazı bölümleride ‘Webber nerde’ dedirtiyor. Özellikle startlarına daha dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Button yine temiz bir yarış çıkardı. Son birkaç senedir geliştirdiği tarzı artık üstüne oturdu ve her gün daha da iyi gidiyor. Mclaren zaten artık 2. Takım olmaktan sıkılmış durumdadır diye düşünüyorum ve Whitmarsh’in şampiyonluklara hayır diyeceğini sanmıyorum. Ama şampiyonluk yolunda Button’la daha sağlam ilerleycekler gibi gözüküyorlar. Hamilton şu an için hala hazır görünmüyor gibi.
Alonso ise yine tek başına savaşıyor, Ferrari yarışın başında iyi gözükse de sonuna doğru dağaldı. Pat Fry testlerde yaşadıkları -yakıt azaldıkça aracın performansının düşmesi- sorunun devam ettiği şeklinde açıkladı durumu. Daha tabi ki sezonun başı ancak Domenicali ve ekibi sorunlarını acilen çözmeliler.
Mercedesler yarışta kendini yeterince gösteremedi fakat sıralamarda Brawn ve Haugh’ın suratında ki ifadelere bakılırsa bence takım polü bekliyor gibiydi. Malezya’dan sonra konuşmak daha doğru olur ancak sanırım Mclaren ve RBR’nin yarış temposuna yaklaşmaları gerekiyor.
Herkes Raikkonen’ın sonucuna sevindi yani en azından Raikkonen’ın fanları ama bence Lotus için hiç de kolay bir gün değildi. Araçları E20 kötü durumda değil ama hem takım olarak hemde araç olarak kendilerini daha fazla geliştirmeleri lazım. Gerçi Raikkonen dönüşünün neden F1 için iyi olduğunu dünya şampiyonu bize radyo konuşmaları ile kanıtladı resmen. Bu radyo konuşmaları kesinlikle sezonun unutulmaz anlarından biri olacak.
Son olarak da Toro Rosso, Force India, Sauber ve Williams ve bu takımlarda ki genç pilotların arasında güzel bir orta sıra çekişmesi görüceğiz gibi. Özellikle Williams uzun zaman sonra rekabetin içinde olacak.
Sezon beklediğimden de güzel başladı umarım her yarış en az Melbourne’de ki kadar güzel olur.

12 Mart 2012 Pazartesi

IAAF Dünya Salon Şampiyonası 2012

  Ne Gündü ama !! Malesef biletilerin beklediğimden erken tükenmesi üzerine ve okul saatlerimin de uyuşmaması ile sadece cumartesi gidebildiğim etkinlikte gerçekten çok güzel anlar yaşadım. Çok şanslıyım ki spor seven bir ailem var o yüzden her türlü spor, bir kaç branş hariç, ilgim var en azından bir kulak aşınalığım var. Atlethizimi çok daha fazla sevdiğim sporlardan.mAslında bakınca en çok 'spor gibi görürnen spor' belki de atlethizimdir. O yüzden çok büyük isimler gelmesede sevdiğim sporcuları orada canlı izleyebilmek harikaydı.
  Gerçi organizasyonun müthiş değildi. Çok fazla eksik vardı yanlış anlamayın bu hiç birşeyi beğenmemek gibi bir durum değil hani bunlar küçük eksiklerdi ama insana batan eksikler çünkü ben çok uzun süredir turnuva kaçırmadığımdan bu küçük eksikler bana battı.
Mesala en başta salon bildiğim kadar ile yüzme havuzundan bu hale döndürülmüş ki bana göre bu tarz bir organizasyon için çok azdır tribünler. Zaten basım ve sporcular haliyle baya bir tribün kaplıyordu. Gerçi turistlerin ilgisi görülmeye değerdi sanırım türkden çok yabancı turist vardı.  İnsanların spor için mesafeleri düşünmeden yolculuk etmesi bence hayran olunacak bir durum. Podyum yeride çok saçmaydı herkesin net görebileceği bir yerde olsa daha hoş olurdu. Bunun dışında bilgi ekranları ve ses sistemi de harika değildi ve en acayibime giden durum ise maskotlarımız Tic ve Tac'ın bütün yarışmalar boyunca kenarda beklemeleriydi. Maskotun amacı seyirciyi çoşturmak değil midir yada diğer organizasyonlarda olduğu gibi kazanan sporculara çicek verilmesi, maskotların onlarla koşması gibi küçük dokunuşlar göz ardı edilmişti. Bu kadar kötü şey söyledim ama görevliler gerçekten çok kibardı ve tabi seyirci de genel olarak iyiydi. Gerçi uzun atlamaya 'kuma atlama' gibi tabir edenlerde olsada çok da olumsuz olmamak lazım en azından salon doluydu ve tezauratlar kesilmedi.
  Günün en güzel anları ise sporcularımızın seyirci desteğiyle aldıkları gümüş ve bronz madalyalardı. Ülkenizde yarışmanın neden önemli olduğunu o an anladım gerçekten. Benim içinse çok sevdiğim Renaud Lavillenie'nin kazanmasını canlı olarak izleyip üstüne birde kendisiyle tanışmamdı.

5 Mart 2012 Pazartesi

12 Takım,24 pilot 6 şampiyon ve Daha Fazlası

Biri 6 Şampiyon mu dedi? Evet bu sezon öncesi herkesin en çok ağzına dolanan laf bu değil mi? Bu sezon gridde 6 şampiyon olacağı. Bu çok doğru tabi ki ve taraftarlar için çok güzel ama bu sezon 6 şampiyon çok daha fazlasını sunacak. 6 şampiyonun yanında çok çok hırslı diğer pilotları da unutmamak lazım. Belki de F1 son zamanlarda hiç olmadığı kadar rekabetçi. Pilotların artık sırf yetenekleri de F1′de olmak için yetmiyor bunun da en büyük örneği  belki de Williams’a yıllar sonra Brezilya 2010′da pol getiren Hulkenberg’in 1 sene boyunca pitte oturması gereken pilotların arasında olmasını gösterebiliriz. Gerçi bu konuda en güzel yorumu sanırım Trulli koltuğunu Petrov’a bırakırken yaptı. Takımımın paraya ihtiyacı var bu durumu anlıyorum dedi ve gerçek bir pilot olduğunu göstererek, kendinide saçma açıklamalarla rezil etmeden ayrıldı diyebilirz.
 İlk olarak F1′i nasıl özledim bilemezsiniz. Sezonun başlamasına 10 gün 4 saat kala gibi bir süreçte yazıyorum bu yazıyı. Açıkçası bu sezondan beklentilerim çok yüksek ama sezon sonu gülen tarafın 3.kez yine Red Bull ve Vettel’in olacağını düşünüyorum. Onları yıkmak çok zor özellikle takım bu kadar oturmuşken ve Vettel psikolojik olarak rahatken. Şampiyonluk kesinlike zorlu ve uzun bir yol, bu yolu giderken etrafınızdaki insanlarla bir bütün olmak çok önemli ve RBR son 2 senede bunu çok iyi başardı. Bu büyünün bozulması için bir sebep göremiyorum. Webber’e gelirsek açıkçası insanlar RBR’de 2. pilot muamelesi gördüğünü ve niye orda kaldığını anlamıyor ama Webber şu an bir zamanlar konuşulduğu gibi Ferrari’ye de gitse aynı durumla karşılaşıcaktı ve kendiside bunun farkında. 
 Mclaren’lere gelirsek bence yine çizgilerini koruyorlar ve belli bir seviyede bir araç urettiler fakat eski Hamilton’unun dönmesi büyük ümitlerle beklerken yine umitlerimiz suya düşücek. Button sürüşünü daha da ileri taşıyarak yine takımda dizginleri eline alacak.
Ferrari de ise işerin pek iyi gitmediği söyleniyor ama sonuçta Scuderia Ferrari’den bahsediyoruz eminim en kötü ihtimalle Avrupa Sezonunu açılana kadar toparlancaklardır ama bu onlara yeterli olacak mı bilemiyorum. Fakat Alonso ve Massa’nın limitlerini zorlayacaktır.
Mercedes’inse asıl süpriz olabilceği konuşuluyor ama bu beklenti çok gerçekci durmuyor. Rosberg’in ilk zaferini kazanması olasılıklar arasında. Schumacher’e birşey söylemeye gerek yok araç yeterli olursa efsane pistte konuşur zaten.
Gelelim geri dönen rock yıldızımıza Kimi Raikkonen, Lotus’un podyuma oynayabilir ki eğer Raikkonen podyuma kadar çıkabilcek bir araç bulursa yarış kazanmasını da bilir. Grosjean içinse güzel bir sezon olacaktır. Raikkonen'in yanında ikinci pilot olucam dertleri olmaz. Raikkonen'in bu konuyu takmadığını hepimiz biliyoruz artık. Bu ikili pist üstünde yarışacaktır.
 Force India ise benim hep çok sevdiğim bir takımdı o yüzden onların başarılı olmasını çok istiyorum özellikle geçen sezondan beri istediğim pilot 2′lisi direksyon başındayken.
Sauber aynı iyi kadroyla devam ederek doğru kararı verdi. Bu tarz takımlarda çok pilot değiştirmenin çok yararı olmuyor. Pilot kadrosunu beklenmedik bir şekilde değiştiren Torro Rosso, bu yüzden çok tepki aldı. Fakat bu değişiklik çok da şaşırtıcı değildi. Torro Rosso'nun kuruluş felsefesine bakarsak doğru bir karar bile denir. Ricciardo ve Vergne gibi iki yeni isim göreceğiz böylece.
 Williams'ın bu sene bir tık daha güçlü olacağını bekliyorum. Benim yaşımdaki ve benim kadar sürede yarışları izleyen F1 taraftarları  Williams'i başarıya koşarken izleyemedi. Geçmiş güçlü bu takımın eski günlerini yaklaşması herkesin isteği.
Çok uzattığım yazıma Caterham,HRT ve Marussia ile bitiriyorum, bu takımları yine sonlarda göreceğiz gibi.
6 şampiyonun olduğu (Alonso,Button,Hamilton,Raikkonen,Schumacher ve Vettel) ve tabi şampiyonluğa aç olan diğer pilotların gridde olduğunu düşünürsek  bu sezonun sıkıcı geçmesi için hiç bir sebep yok gibi ortada.