İsminden dolayı sadece Ferrari ya da otomobil sevenlerin uğraması gereken bir yer gibi gözüksede kesinlikle şehre giden herkesin eğlenebileceği bir park. Gerçi ilginiz olsun olmasın parktan çıktığınızda Ferrari'den etkilenmiş olarak çıkacaksınız. Parkın her yeri kırmızıya boyanmış ve her adımda Ferrari'nin büyüklüğünü, tarihini hissediyorsunuz.
İlk olarak parka nasıl ulaşırızla başlamak istiyorum. Arap Emirlikleri'nde ulaşım genel olarak taksilerle sağlanıyor. Dubai'de şehir boyunca metro bulunuyor fakat Abu Dhabi'de böyle bir hizmet daha yok. Otobüsler yerel halk tarafından hiç ilgi görmüyor. Hatta otobüs sorunca suratınıza uzun uzun bakıp 'taksi' demeye başlıyorlar. Bunun sebebi taksilerin çok ucuz olması birde üstüne zengin bir ülke olmaları. Ayrıca taksiciler devlet memuru statüsünde bu yüzden aralarında müşteri yarışı da yok her türlü maaşlarını alıyorlar. Her taksinin içinde GPRS ve taksinin kimliği bulunması da insanı rahatlatıyor. Bu yüzden olur da giderseniz taksi olayına şaşırmayın. Neyse çok uzattım. Eğer 2-3 kişilik bir tatil grubuysanız. Adam başı 20-25 tl'ye çok konforlu bir yolculukla Ferrari World'de ulaşabiliyorsunuz. Yas Island şehrin dışında bir bölge ama yollar çok geniş ve konforlu. Zaten Formula 1 gibi dönemler dışında insanların akın ettiği yada yaşadığı bir yer değil.
Parka giriş ücretli. Biletler Online olarak alınabiliyor. Fakat biz Formula 1 gibi yoğun bir dönemde bile 10 dakika kadar bekletikden sonra gişelere ulaştık. Yaklaşık 100-120 tl arası parka giriş. İsterseniz biraz daha fazla verip sıra beklemenize gerek kalmayan biletlerden de alabilirsiniz. Fakat yine yoğun dönemde gitmemize rağmen en fazla 20 dakika bekledik o da tek bir oyuncakda oldu. Bilete su parkına giriş de dahil oluyor. 1 hafta boyunca yine Yas Adası'nda ki su parkına girebiliyor ve aracınızı park edebiliyorsunuz. Fakat bizim ne vaktimiz ne de aracımız olduğu için bu promosyondan yararlanamadık.
Birde aklınızda bulunsun parka girişte kıyafet kuralları devrede oluyor, diz üstü şortla içeri almayı tercih etmiyorlar.
Park gerçekten devasa ama 1 gün rahat rahat yeter tadını çıkarmak için. Biletle size bir haritada veriyorlar ama zaten saat yönünde park bu yüzden bir yönü takip edince hiç bir şey kaçırmıyorsunuz.
Parkın gözbebeği dünyanın en hızlı roller coaster'ı olan Formula Rossa. F1 aracı görüntüsünde ki tren 240 Km'ye kadar çıkıyor ve neredeyse 2G'ye kadar kuvvete maruz kalıyorsunuz. Bir tur 30 saniye kadar sürüyor. Bu tarz bir parka daha önce gitmemiş biri olarak trende neyle karşılaşacağımı bilmiyordum ama gerçekten herkesin denemesi gereken bir eğlence. Zaten çok kısa olduğu için korkacak vaktiniz olmuyor olayın keyfine kendizi bırakıyorsunuz. Bir F1 aracında olmak nasıl hissediyorsunuz. O hızla giderken F1 aracı kullanabiliyor olsaymışım gerçekten çok eğlenirmişim. 2 kere binme fırsatım oldu trene ve vaktim olsaydı 3.'ye de binerdim. Yine de 2. turdan sonra boynumda hafif bir ağrı hissettim ve o an F1 pilotlarının bunun çok daha fazlasını çok daha uzun süreler yaşadığını düşünüp hepsine tekrar saygı duydum.
Parkın diğer treni ise Fiarona GT Challange Ferrari'nin binek araçlarının art arda gelmesiyle olmuş. Formula Rossa kadar hızlı olmasa da daha uzun sürdüğü ve daha çok iniş çıkış olduğu için yine çok eğleniyorsunuz. Oyuncağa ilk gittiğimiz de bozuk olduğu için binememiştik fakat bunun için öncelikli sıra bileti kazandık. Bu sayede 2 oyuncağa da birer kere daha binmiş olduk. Park bu anlamda da hem güvenliğinizi düşünüyor hemde bir bozukluk olduğunda keyfinizi kaçırmıyor.
Parkın içinde karşınıza çeşitli gösteriler de çıkabiliyor. Bizim şansımıza 2 italyan, biraz da sakar Ferrari mekanikerlerinin gösterisi çıktı. Daha çok çocuklar için olsa da yetişkinleri de güldürüyor.
Trenleri bir kenara bırakırsam parkın en güzel yerleri ise Ferrari'nin tarihini adım adım gezebildiğiniz, müze kıvamında odalardı. Buralarda Ferrari'nin neden Ferrari olduğunu, İtalya'da başlayan bu hikayenin ne kadar büyüdüğünü, bir otomobil firmasının nasıl olup da eğlence parkı açtığını anlayabiliyorsunuz.
Ferrari World günümüzde marka imajının, pazarlamanın geldiği boyutları canlı olarak gezebildiğiniz bir yer. Buraları gezerken bir daha gördüm ki Ferrari'de şampiyon olmadıysanız Ferrari için hiç bir anlam ifade etmiyorsunuz. Ferrari'nin bütün şampiyon pilotlarının resimleri, kıyafetleri, araçları her yerde sergilenirken. Parkta takımın o dönem yarış pilotu olan Alonso'da nerdeyse eser yoktu.
Parkta yolunuzu kaybetmezsiniz desem de yine de dikkatli olmak lazım. Ferrari'nin üretim aşamalarını, ve tarihini anlatan 3 boyutlu, hareketli bir bölümü az kalsın kapalı sanıp kaçırıyorduk. Bu kısım giden herkesin ilgisini çekebilecek bir bölüm değil fakat bu araçlara ve F1'e karşı tutkuluysanız kaçırmayın derim. İnsanın tüylerini diken diken eden bir çalışma sistemi ile karşı karşıya kalacaksınız. Bu bölgeye adeta sokak tabelası gibi yerkeştirilen yön oklarından Marenello'yu takip ederek ulaşacaksınız.
Padok okunu takip ederseniz kendinizi az da olsa F1 pilotu gibi hissedebilir. Motorhome'da takılıp, pit duvarından bir iki taktik alabilirsiniz. Ayrıca pilotların kullandığına çok yakın simalatörü de kullanabilirsiniz. Fakat bu similatör için 100Tl'ye yakın bir ücret kesiliyor. Biz bütçemizi açtığından deneyememiştik. Eğer siz denemek isterseniz parkı gezmeden rezarvasyon yapın ki beklemek zorunda kalmayın.
Bunların dışında parkın içinde küçük bir İtalya turuda yapabiliyorsunuz. Fakat bize Formula Rossa'da sonra çok yavaş geldiğinden bu tura katılmamıştık. 'Speed of Magic' adlı oyuncağı da kaçırmayın derim. İlk başta aman çizgi film mi izliycez diyip acaba bir daha mı girsek diye çıkabilirsiniz içerden. Küçük bir tavsiye de olsun yemek yemeden önce burayı ziyaret edin.
Parkın bir ucunda Formula Rossa bir ucunda Fiarona GTA trenleri bulunuyor. Fiarona'ya giden yolda hediyeler kazanabilceğiniz küçük, yine Ferrari temalı oyunlar bulunuyor. Para tuzağı olsa da biraz mola vermek ve eğlenmek için ideal bir bölge. Ayrıca satıcılar o kadar ısrarcı ki yolda mutlaka yakalanıyorsunuz '1o liradan ne olur yahu' diyip duruyorsunuz. Aklınızda bulunsun ben para verdim bir şey mutlaka kazancam derseniz bir kaç oyunda kesinlikle kazanıyorsunuz. Onları denemenizi tavsiye ederim.
Parkın en güzel yanlarından biri ise yemekleri. Park boyunca çeşitli fast-food, şekerlemeler satan standlar var ama bence sabredin ve bunlara kaptırmayın kendinizi. Çünkü park içinde 3 veya 4 tane italyan restaurantı bulunuyor. Gerçekten lezzetliler. En azından bizim yediğimiz Mamma Rossella bir harikaydı. Restaurant zaten Marenello'da Ferrari pilotlarını ağırlayan Ristorente Montana'nın self-servis hali. Tabi orada yemedim lezzet karşılaştırması yapamam fakat Abu Dhabi'de İtalyan lezzetlerini o seviyede bulmak şaşırtıcı oldu. Pizzalarını denemedik fakat makarna ve tatlıları inanılmaz, yakşaşık 30-40 tl'ye ciddi anlamda güzel bir yemek yiyebiliyorsunuz. Bir F1 haftasonunda adeta cennete düşmek gibiydi Mamma Rossella. Alonso'nun tek resmi de bu restaurant'ın duvarında Mamma Rossella ile. Ayrıca bizim yaptığımız gibi Ferrrari World'ü gezmek için antremanları kırmanız gerekirse, içerde ki TV'lerde antremanları da Padok'daymış gibi takip edebiliyorsunuz.
Parkın içinde efsanevi Ferrari Store'larda unutulmamış. Kendinizi park çıkışındakine saklamanızı tavsiye ederim. Herhangi bir yerde karşınıza çıkabilecek Ferrari Store'lardan çok çok daha güzel bu Store'lar. Örneğin Roma ya da Barselona Store'ları senelerdir aynı ürünleri satar. Fakat Ferrari World Store'unda kendinizi frenlemeniz gerekecek kadar ürün var. Bu yüzden burda kredi kartınıza hakim olmak isteyebilirsiniz. Aklınıza gelebilecek her türlü ürünün Ferrari'lisinin bir kaç çeşidini buralarda bulabilirsiniz.