Blog'u uzun süredir ihmal etmiştim. Sezonun başlamasına 3 haftadan kısa bir süre kalmışken fırsat bu fırsat dedim ve sonunda klavyenin başına oturdum.
2014 öyle bir değişim sezonu ki sezon öncesi F1 yönetimi izleyicilere birer klavuz dağıtsa yeridir. En sıkı takipçiler için bile yenilikleri yakalamak zorlu olmuştur. Yeni yüzler, yeni kurallar, yeni pistler ve en önemlisi yeni motor ve sistemler.
Jerez ve ilk Sakhir testlerini geride bırakmamıza rağmen yorum yapmak için hala çok erken. Formula 1'de son saniyeye, son damalı bayrağa, son araç çizgiyi geçene kadar 'kesinlik' diye bir terim olmadığını çok kez gördük. Fakat bu sezon son yılların en bilinmez sezonlarından olacak gibi gözüküyor. Takımları ve pilotları zorlu bir sezon bekliyor olsa da biz izleyiciler için seyir zevki yüksek, rekabetçi bir sezon olmasını bekliyorum. Gelelim bu sezon ki değişikliklere.
V8 motorlarından 1,6 litrelik ERS'li V6'lara ile geçiş ile beraber o dayanıklılık sorunlarını çözmüş araçları büyük oranda geride bırakacağız. Aracın arkasından çıkan dumanlarla veda edilen podyum tepelerine yeniden merhaba diyeceğiz. Özellikle sezonun ilk bölümünde bu sorunlara yakalanmayan yada daha az yakalanan ekiplerin şampiyona adına iyi bir avantajları olacaktır. Tabi ki Red Bull'un son sezonlarda özellikle sezonun 2. yarısında ki dominasyonuyla şampiyonadaki başarılarına imza attıklarını da unutmamak lazım. Kısacası yine bütün sezon durmadan çalışıp, yoluna devam eden ekipler ve pilotlar şampiyonada devam edecektir.
Bu değişiklikler taraftarın seyir zevkini artırcak zorlukları takımlara getirse de şu an kadar gelen yorumlar F1'in geleceği açısından çok da olumlu olmadı.
Formula 1 sonuç olarak motorsporlarının tepesi, Olimpiyatlar ve Dünya Futbol Şampiyonası sonrası en çok izlenen spor organizasyonlarından biri. Hiç bir motorsporları serisi de F1'in klasına, burnu havada tarzına ulaşamaz fakat bu motor değişimi özellikle pistte ki taraftarı nasıl etkileyecek merak içerisindeyim. Teknik olarak düşündüğünüzde F1 televizyondan izlemek bile yetmiyor birde 'livetiming' açmanız gerekiyor, pistte önünüzde kocaman bir ekran bile olsa takip etmesi çok zor bir spor. Taraftarların piste gitmesinin sebebi tamamen o araçların sesine canlı canlı şahit olmak, kulakların bayram ettiği 3 gün geçirmek. V6 motorlar bu şöleni gerçekleştirebilecek mi büyük soru işareti.
Yeni benzin kuralı da takımlara zorluk getirebilir. Benzin limitsizken takımlar yaklaşık 160 kg benzinle yarışa çıkarken şu an en fazla 100 kg benzinle pistte olacaklar. Bu da bazı şartlar altında benzin kullanımını önemli hale getirecek.
Bu sezon gelen ve belki de F1'i geçtim spor tarihinin en saçma kurallarından biri olan 'Çifte Puan' hakkında yazılıp, çizilmeyen kalmadı gibi. Daha fazla üstünde bile durmak istemiyorum, F1 yönetiminin bu kararı alırken biraz içkili olduklarını düşünüyorum. F1'e bu kadar doğal olmayan bir yöntemle heyecan getirmeye çalışmak ancak spora zarar verir. Ayrıca örnek vermek gerekirse bu kural geçen sene uygulansaydı bile Vettel yine de Hindistan'da şampiyonluğunu ilan ediyor olacaktı. Abu Dhabi'de ki 3'.lüğü Monaco 1'.liğinden yada Spa 1'liğinden yada herhangi bir pistte ki zaferden üstün görmek tamamen saçmalık.
Kurallar arasından en güzellerinden biri yeni ceza sistemi. 12 aylık süre zarfında 12 puanlık ceza alan pilota FIA 1 yarışlık lisans iptalı verebilecek. Bu kuralın Maldonado gibi isimleri biraz daha mantıklı hareketlere iteceğini umuyorum.
Pilot Numaraları ve Pol Ödülleri gibi daha etkisiz değişikliklerde var. Her pilotun kendine kalıcı numarası olması pazarlama, markalaştırma açısından güzel bir değişiklik olsa da şu an kadar kasklarda 'net' gözükmesi gereken numaraları bile seçmekte zorlanır durumdayız. Pol ödülü ise, DHL Fastest Lap ödülünden farksız olacaktır. Pol zaten başlı başına bir ödül, bir değer. Zaten o polü pazar günü zafere çevirmedikten sonra sezon boyu en fazla polü alıp ödül alsanız bile o ödül ancak çöp olabilir.
Pilot pazarına girmeden son olarak takvime yeni gelenlerden bahsetmek istiyorum. İlk olarak Red Bull'un inanılmaz yatırımları ile takvime geri döndürdüğü A1 Ring yada Red Bull Ring. Aylar öncesinden bütün biletleri satan pist Red Bull için Avusturya'da harkulade bir şov ortamı ve 'evim' diyebilecekleri bir pist sağlayacak. Rusya GP'si ise yarışlar için Dünya'yı turlayan Ruslar için evlerinde izlemek için bir fırsat verecek.
Pilotlara kısaca değinirsek, 3 yeni pilotumuz var bu sezon Marcus Ericsson, Kevin Magnussen ve Daniil Kvyat. Üçüde genç isimler, Ericsson ve Kvyat takımları itibari ile daha bir 'çaylak' rölünde vakit geçirebilecekler fakat Magnussen'in üstünde bir tık fazla baskı olacak. Perez'in hala haksız yere gönderildiğini düşünsemde genç pilotları büyük takımlarda görmek her zaman güzel. Babası da eski pilot olan Magnussen'den Hamilton'un 2007'si gibi inanılmaz bir ilk sezon beklemiyorum fakat iyi işler çıkaracaktır.
Vettel- Ricciardo, Alonso- Raikkonen, Maldonado- Grosjean, Hulkenberg- Perez ise takımlar arası değişikliklerin bir kısmı. Bu çiftlerin en çekicisi tabi ki çifte dünya şampiyonu Alonso ve Ferrari'nin son dğnya şampiyonu Raikkonen olacaktır. Bu ikili su bile içse haber olacaklardır. Beklenen gibi bir savaş ortamı olacağını düşünmüyorum tam tersine seyir ziyafeti yaşatacaklar bize. Özellikle belirtmek lazım ki Marenello'dan gelen haberlere göre Raikkonen fabrikadan çıkmıyormuş, finli pilotun takımda eve dönen bir evlat gibi karşılandığı söyleniyor. Ayrıca testlerde görüldüğü üzere Buzadam Ferrari'de ki eski güvenliği Gino'yu da geri getirmiş. Kısacası Raikkonen beklenenin aksine çok sıkı çalışıyor hatta çok sevmediği similatörde bile bolca zaman geçiriyormuş. Raikkonen'in bu azmi ve isteği bu şekilde devam ederse Ferrari ikilisi arasında ki rekabet daha da güzel bir hal alacaktır.
2014 sezonda karşımıza çıkabilecek yenilikleri kısaca kendi yorumlarını katmaya çalıştım. Bu sezondan tek beklentim inanılmaz derecede heyecanlı ve bilinmezlerle dolu olması. Her gün yeni bir haberin patladığı bir sezonda görüşmek üzere.