Bahreyn’de GP olur mu derken Sakhir pisti bal gibi de olur dedi resmen. Çölde GP mi olur dedirten belki de takvimin en sıkıcı GP’lerinden biri olan Bahreyn GP’si bile bize güzel bir yarış haftasonu izletti. Açıkçası merak etmeye başladım bu sezon sıkıcı bir yarış görecekmiyiz?
Tabi olaylar arasında oraya gitmek ne kadar etikti tartışılır. Fakat geçen sene GP’si olmamasına rağmen parası ödeyen Bahreyn yönetiminin bu GP’yi istediği kesin. Konu hakkında en güzel yorumları bana göre Ross Brawn yaptı.
Basında yapılan yorumlar F1’e leke sürmekten başka bir şey değildi. Türkiye GP zamanı bile nerdeyse F1 haberi yapmayan Türk TV kanallarımız ‘Bahreyn’de F1 protestosu’ tarzından başlıkla, GP sırasında ki olayları ekranlarına taşıdı.
2 senedir orada olayların olduğunu biz F1 fanları biliyoruz, basının oraya sadece F1 zamanı dikkat çekmesini ise sadece trajikomik buluyorum. Tabi ki insan hayatı herşeyden önce gelir ama sanki ülkede ki ayaklanmalar F1 yüzünden çıkmış gibi göstermek komik.
En önemlisi Force India’nın 2 mekanikerinin başına gelen talihsiz olay dışında kimseye zarar gelmemiş olması. İşin ilginç yanı Force India mekanikerlerin başına gelenlerden sonra takımın 2. Antremanlardan çekilme kararı alması ve Bay E’nin emriyle FOM’un Cumartesi yapılan yayınlarda Force India’yı bir kere bile göstermemiş olmasıydı.
Eccelostone’un bu tavrı diktatörce gelsede ‘F1 United’ diyerek yola çıkılan bir GP’de Force India’nın bu tavrı hoş değildi. Gerçi antremanı kaçırmak ve bir gün boyunca sponsorların milyonlar ödeyip sponsorluk aldıkları araçlarının ekranlarda olmaması yeterli bir ceza olmuştur takım için.
2010 belli pilotlar arasında geçip Vettel’in olmuştu, 2011 ise Vettel’in dominant olduğu bir sezondu. Fakat geçen sezonlar ne kadar heyecan verici olsa da özellikle 2011’de tekrar tekrar Vettel’in ‘bir numara’lı parmağını görmekten çoğu fan çok sıkılmıştı.
O nedenle bu sezon sanırım hepimize çok iyi geldi. Ne sıralamalardan emin olabiliyoruz, ne de yarıştan. Nerdeyse sıralamalarda şu kişi garanti Q3’e kalır bile diyemiyoruz artık. Yarışlarda ise şu ana kadar podyumun tepesine hep farklı isimleri gördük. Bu sezonda izleyicileri çekmezse hangi sezon çeker bilmiyorum.
6 şampiyonun gridde olması sanırım yeterince işe yaradı. Araçların birbirine bu kadar yakın olması, Pirelli’nin ürettiği lastikler sezonu bu hale getiren diğer etkenler.
Sezonun dördüncü kazanan ismi olan Vettel, Abbey adını taktiği RB8 ile aldığı galibiyet sonrası biraz soluk almıştır. Antremanlarda da ilk sıralardan düşmeyen RBR bu sefer iyi olacağının sinyallerini vermişti.
Lotus’da her ne kadar sıralamalarda Raikkonen fanlarını kızdırsa da Twitter’da ‘Where is my Podium’ diyerek aradıkları podyuma ulaştılar, hemde 2 pilotlarıyla birlikte.
Raikkonen’in geçişlerini izlemek gerçek bir zevkti. Resmen pistte ki diğer pilotlara ‘nasıl geçiş yapılır’ dersi verdi. Bu ders Vettel’in arkasına gelene kadar sürdü tabi, 2 pilot da kazanmayı bu kadar isterken ikisinin ard arda gitmesini izlemek büyük zevkti.
Belki de Lotus Raikkonen’i Vettel’den bir tur sonra pite alsa ya da Raikkonen daha iyi bir atak denemesi yapsaydı Finli pilotu podyumun tepesinde görecektik.
Haftasonunun asıl bombası bana göre Mclaren’in pitleriydi. Bir türlü istedikleri mükemmel sezona ulaşamamış olmaları Mclaren’i gittikçe yıpratmaya başladı. Bu haftasonu en hızlı olmasalarda pitte kaybedilen zamanlar olmasa yarışı çok daha iyi bir yerde bitirirlerdi. Birkez daha gördük ki Button ilk yarışı kazandığı Avusturalya’da radyodan zaferini ‘hoş geldin 2009’ diyerek kutlarken kesinlikle çok erken konuştu.
Geçen yarışın galibi Rosberg’in ise ceza almaması ise asıl şaşırdığım konu oldu. Hem Hamilton’a hem Alonso’ya oldukça sert savunmalar yaptı. Alonso’yu geçerken O’nu pist dışına kadar iten Rosberg’in bundan ceza almadan sıyrılması hoş olmadı.
Pist üzerinde pozisyon savaşları görmek güzel, hepimiz bunu istiyoruz ama bunu yaparken diğerine olan saygıyı korumak lazım. Alonso’nun da dediği gibi ‘her zaman biraz boşluk’ bırakmak lazım.
Son olarak farklı bir konuya değinmek istiyorum. O da Massa’nin yarış mühendisi Rob Smedley. Bilmiyorum sıralamalarda dikkatinizi çekti mi ama Q2’de bir an Massa, Alonso’nun üstündeydi ve bu sırada kameralar Rob Smedley’i çekti. Bu esnada Smedley eliyle yumruk yapıp gülüyordu. Üstüne Pazar günü yarış öncesi Domenicali’nin ortaya çıkan açıklamaları da Ferrari’de işlerin sırf pist üstünde değil, pitte de yürümediğini gösterdi. Bir takım patronundan takımındaki bir pilotu överken diğerini bu kadar kötülemesi hiç normal değil. Evet Massa çok iyi yarışlar çıkarmıyor, Alonso’nun oldukça gerisinde kalıyor fakat bunların hiç biri Domenicali’nin açıklamalarını haklı çıkarmıyor.
Sonuçta Onlar bir takım ve bazı konuşmalar basın önünde değil kendi aralarında yapılmalı. Ferrari gerçek anlamda takım olmayı öğrenmezse istedikleri başarıya ulaşmaları zor.